Ekonomi


Dünya'dan Sadi Özdemir'in yazısından alıntı...

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, detaylarını açıklayacağı 81 vilayeti kapsayacak ‘dar gelirli vatandaşlar için sosyal konut projesi’ Türkiye konut pazarı içinde önemli pay alacak şekilde sürekliliği olan bir politikaya dönüşürse orta vadede konut fi yatları ve kiralardaki fahiş artışlara karşı bir sigorta olabilir. Tıpkı, büyükşehirlerimizdeki ‘halk ekmekler’ gibi.

Ancak, Türkiye gibi 1,5 milyonluk bir konut pazarında, çok güçlü bir inşaat sektörünün varlığı çok daha önemli. 600-800 bin arası yeni konut üretimi sağlayacak bir ‘sektör stratejisi’ geliştirilmedikçe ve her durumda inşaat maliyetinin yüzde 50’sini aşan arsa sorunu çözülmedikçe konut fi yatları ve kiralar yüksek kalır.

Sadece İstanbul’da yılda 180 bin evlilik ve bir o kadar da boşanma olduğu düşünülürse tek başına İstanbul’un yıllık yeni konut ihtiyacı 300 binin üzerinde. Bunun yabancısı, öğrencisi de var.

Konutla ilgili kamu kurumlarının, konut üretimini hızla artırmak için Avrupa başta olmak üzere birçok ülkede uygulanmış ‘Banliyö Modeli’ üzerinde çalıştığını duydum.

Bu model, bir müteahhit tarafından önerilmiş ve konut açığı büyük şehirlerin çeperlerine yakın bölgelerde kamunun büyük ölçekli arsa üretmesine, özel şartlarla sosyal konut inşasını sağlamasına dayanıyor.

Bu bölgelerle, ilgili büyük şehir arasında toplu ulaşım altyapısı da kamu tarafından kuruluyor.