Fatih Sultan Mehmed, dönemin deyişiyle “Haşerat-ı Bahriye” (Deniz böcekleri) yani ıstakoz, midye ve istiridyeyi çok severdi

Fatih Sultan Mehmed, dönemin deyişiyle “Haşerat-ı Bahriye” (Deniz böcekleri) yani ıstakoz, midye ve istiridyeyi çok severdi

AK Parti İzmir Milletvekili Şebnem Bursalı’nın Monaco’dan yaptığı ıstakoz paylaşımından sonra AK Parti Milletvekili Mücahit Birinci’nin “Bu tür paylaşımlar yapan arkadaşlar lütfen partiden defolup gitsinler” tepkisi günlerdir gündemi meşgul ediyor. 

Fatih Sultan Mehmed, dönemin deyişiyle “Haşerat-ı Bahriye” (Deniz böcekleri) yani ıstakoz, midye ve istiridyeyi çok severdi
16px
24px
18.04.2024 13:15Güncelleme: 18.04.2024 13:18
ABONE OLgoogle

Burak ARTUNER

Tüm bu tartışmalar sürerken, Şebnem Bursalı’nın ‘hata’ dediği paylaşımıyla ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan özür dilediği, ardından Erdoğan’ın partisinin MYK'sında partisini "şatafatlı tatil" konusunda uyarmasının beklendiği haberleri de hâlâ gündemde yer alıyor.

Bu gelişmeler yaşanırken, “Müslüman mahallesinde salyangoz satmak” deyimini bu olayla “Müslüman mahallesinde ıstakoz satmak” diye güncelleyen Patronlar Dünyası Genel Yayın Yönetmeni Toygun Atilla’nın üç gün önce kaleme aldığı yazısı, aklıma Osmanlı Padişahı Fatih Sultan Mehmed’in deniz ürünlerine olan tutkusunu getirdi.

FATİH “HAŞERAT-I BAHRİYE” TUTKUNUYDU

Topkapı Sarayı mutfağı yemek yapmanın ötesinde, sultanın cömertliğini ve gücünü halka gösterme rolünü de üstlenmişti. Fatih'in, dönemin deyişiyle "haşerat-ı bahriye" (deniz böcekleri), yani böcek, istakoz, midye ve istridyeyi çok sevdiği söylenir. O dönemde karidese "kadriye" denirdi; kadriye ve istiridye saray mutfağında sık sik pişen yemeklerdendi. Padişaha sunulan mükellef sofradan bir örnek verelim: Fatih, Haziran-Temmuz aylarında sabahları yumurtalı lapa, mantı, kestaneli bulgur, tavukgöğüsü, muntacana (koyun etinden yapılan bir yemek) yoğurtlu erişte, lalanga, kabunî (et, soğan ve kuru kayısı ile yapılan bir yemek) ile güne başlıyordu.

Süheyl Ünver, Fatih dönemi saray mutfak defterleri üzerine yaptığı ve İstanbul Risaleleri III'de yayınlanan incelemelerinde bir çeşit tatlı su balığının Fatih Sultan Mehmed ve maiyetine "mahsus olarak" alınıp pişirildiğini saptar: "Matbah-1 amire defterlerinde Fatih'e mahsus balık şöyle yazılıdır. Mahi (balık) berâ-yi hassa, 878 (1473) senesi Şabanında hemen her gün defterde 10 akçelik alındığında cinsi bildirilmeyerek kaydedilmiştir." 
Süheyl Ünver, Fatih'e 878 yılının 3 Şevval Cumartesi günü hazırlanan yemekler arasında piyazlı balığın da bulunduğunu aktarır ancak bu balığın cinsi gene belli değildir. Fatih, saray mutfağı harcamalarında tutumludur. Ünver'in araştırmalarına göre, örneğin Divan toplantısına katılan vezirlere gününe göre pekmezli yoğurt tatlısı, yumurtalı lapa, lahana çorbası, baş paça, yoğurtlu tutmaç veya yoğurtlu mantı gibi tek çeşit yemek çıkıyordu.

İLGİLİ HABER


patronlardunyasi.com

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde