Zorlu’da kriz fırsatçılığı: Kamera takibi, muhbirlik sistemi, mobbing...

Zorlu Holding'e bağlı çalışanlar konuştukça, buradaki baskı ortamı, haksızlıklar daha su yüzüne çıkıyor. Holding'in çeşitli departmanlarında uzun süre çalışmış 3 kişi yaşadıklarını anlattı.

Zorlu Holding’in onlarca çalışanı kriz ve yeniden yapılandırma gerekçe gösterilerek işten çıkartıldı. Zorlu'da uzun süredir farklı pozisyonlarda çalıştıktan sonra işten çıkartılan 3 kişi yaşadıkları süreci ve şirket içerisindeki baskıları anlattı.

Şirketin son iki yıldır çalışanları üzerindeki baskıyı artırdığını ve “korku imparatorluğuna dönüştüğünü” ifade eden Zorlu çalışanları, şirketteki işten çıkartmaların mali sorunlar nedeniyle değil kadrolaşma ve kâr hırsı sebebiyle yapıldığını anlatıyor.  Zorlu'ya bağlı Vestel'de ekonomik kriz bahanesiyle işten çıkarmalar başladı

DÜZENSİZ ÇALIŞMA, DÜZENLİ BASKI

Günde 15-16 saate varan düzensiz çalışma yaşamına sahip çalışanlar, fazla mesai ücreti almadıklarını bildiriyor. Buna karşın şirketin son yıllarda giriş ve çıkışları takip altına aldığı, beş dakikadan geç kalan çalışanları kurulan otomatik sistemle uyarmaya başladığı aktarılıyor.

Çalışanların saha görevlerine gönderildiği, kimi zaman şehir dışına yollandığı, ancak çalışma saatlerinde bunların gözetilmediği belirtiliyor. Gece saatlerinde veya sabah erken saatlere alınan uçak biletleriyle uyuyacak zaman bulamayan çalışanlar, işe beş dakikadan geç kalmaları durumunda “izninizden düşeriz” denilerek tehdit ediliyor.

Şirketin işten çıkartma süreci öncesinde bu tür yöntemler kullanarak çalışanlar hakkında “belge topladığı” ve bunları işten çıkartılacak kişilere karşı gerekçe olarak göstermeye çalıştığı söyleniyor. 

1,5 YILDIR YAYGIN MOBBİNG YAPILIYOR

Zorlu’dan çıkartılanların anlattığına göre şirkette son 1,5 yıldır çalışanlar üzerinde ağır baskı var. İnsan kaynaklarındaki yönetim değişikliğiyle birlikte çalışanların her adımı takip edilmeye başlandı.

Zorlu Holding bünyesindeki her yere kameralar kurulurken, yöneticiler kameralardan çalışanları izleyerek üzerlerinde psikolojik baskı oluşturdu. Yönetimin çalışanların telefonlarından gittikleri yerleri tespit ettiği, zaman zaman arayarak “Şu anda ne yapıyorsun?” diye sorduğu aktarılıyor. Şirketin insan kaynakları departmanının çalışanların özgüvenini kırmak için aktif olarak çalıştığı belirtiliyor.  Ahmet Nazif Zorlu yanıtladı: Vestel satılacak mı

İşten çıkartılan kişilerin herkesin önünde rencide edildiği, kimi kişilerin işten çıkartmaya güvenlik eşliğinde çağrıldığı, çalışanların uzun süredir kullandığı bilgisayarların “beş dakika içerisinde kapatıldığı”, uzun yıllar şirket bünyesinde çalışan kişilerin sert bir tavırla şirket dışına çıkartıldığı aktarılıyor.

ÇALIŞANLARI YILDIRMA POLİTİKASI

Kimi çalışanlar uzun süredir yıldırılmaya çalışıldıklarını, kendilerinin tazminatsız işten çıkartılmak istendiğini ve bu sebeple şirketin çıkartmak istediği çalışanlara karşı her şeyi yaptığını ifade ediyor.

Çalışanların masalarını küçültmekten, “güvenilir çalışanlara muhbirlik yaptırmaya” kadar her yolun izlendiğini dile getiren çalışanlar, şirketin kendilerine saha görevlerinde verdiği kısıtlı harcama hakkını bile sorguladığını bildiriyor.

Yöneticilerin şirket parasıyla yaptığı harcamalar denetlenmezken, günde 15 saat çalışan saha görevindeki kişilere “Enerji içeceği içemezsin” gibi yazılı olmayan kurallarla baskı uygulandığı kaydediliyor. Şirketin bu kurallarının yönetime yakın isimler geçerli olmadığı, bu durumun daha da düzensizlik ve baskı ortamı yarattığı belirtiliyor.

‘BAŞKA YERDE İŞ ARAMA’

Kimi Zorlu çalışanları, yöneticilerin kendilerini “Bir yıl daha buradasın, başka yerde iş arama, ararsan elim kolum uzun öğrenirim” gibi ifadelerle tehdit ettiklerini aktarıyor. İşten çıkartılmaya hazırlanan kimi çalışanların yerine yeni isimlerin alındığı, bu kişilere “Seni yedekleyeceğim” gibi ifadeler kullanarak kendilerinden yerlerine geçecek çalışanları “yetiştirmelerinin” istendiği aktarılıyor.

İnsan kaynaklarının işten çıkartılmayan kimi çalışanları çağırdığı ve “Korkmayın”, “Endişe edecek bir şey yok” gibi sözlerle “teskin etmeye” çalıştığı belirtiliyor.  İnsan kaynaklarındaki kimi çalışanlara “üzüntü göstermeyeceksin, hiçbir şey belli etmeyeceksin” deniliyor. Şirketin "yeni Türkiye gibi" olduğunu aktaran eski çalışanlar, Zorlu yönetiminin çalışanlardan yaşananlarla ilgili "yorum yapmamasını, konuşmamasını" istediğini ifade ediyor.    28 Milyarlık 'Süper teşvik' alan Zorlu'dan çalışanlara ilginç yasak

‘KORKU İMPARATORLUĞU’ DENİLMEYE BAŞLANDI

İşten çıkartılan çalışanlar, şirket içerisindeki baskı ortamı ve düzensizlikler sebebiyle psikoloğa gitmek durumunda kalanlar olduğunu, ancak bu kişilerin “yönetime işten atmak için koz vermemek” için bu durumu gizlemeye çalıştıklarını aktarıyor.

Şirket çalışanları iki yıla yakın süredir devam eden bu durumların ardından şirket içerisinde çalışanların yaşananlara “korku imparatorluğu” demeye başladığını ifade ediyor.

MALİYET DÜŞÜRMEK İÇİN KADRO DEĞİŞİMİ

Tekstilde onlarca kişiyi işten çıkartan Zorlu’nun krizden yararlanarak “kadro değişimi” yaptığı, uzun süredir şirket bünyesinde olan kimi kişileri kriz fırsatçılığıyla işten çıkarttığı kaydediliyor. Bir yandan toplu işten çıkartmalar yapan şirket, buna karşın yeni mağazalar açmayı, yeni birimler kurmayı ve yeni işe alımları sürdürüyor. Bu sayede şirketin eski çalışanları “düşük maliyetli” yeni çalışanlarla değiştiriliyor.

Eski çalışanların aktardığına göre şirket yönetimi kendilerine yakın isimleri istedikleri göreve getirerek şirket içerisinde kadrolaşıyor. Şirketin performans ölçmek için herhangi bir kriterinin olmadığı, kişisel ilişkiler üzerinden şirket içerisinde kadrolaşma yapıldığı aktarılıyor.

‘KRİZ YOK’ DİYEN ŞİRKET YÖNETİMİ, ‘KRİZ VAR’ DİYE İŞÇİ ÇIKARTIYOR

İşten çıkartılan Zorlu çalışanları, şirket yönetiminin kamuya yaptıkları açıklamalarda “kriz yok” dediklerini, ancak işten çıkartma gerekçeleri olarak kendilerine “krizin gösterildiğini” söyleyerek yaşanan çelişkiye dikkat çekiyor. Ahmet Nazif Zorlu: Kendi ürettiğinizi tüketirseniz milli olursunuz

İşten çıkartmalarda şirketin yapılan baskılara tepki gösteren kişileri de seçtiği ifade ediliyor. Zorlu’nun Türkiye’de yeni mağazalar açmayı sürdürmesinin yanı sıra, Katarlılarla ortaklık kurarak Doha’da mağaza açtığı, şirketin uluslararası projelerini de sürdürdüğü aktarılıyor. Yalnızca Zorlu’ya bağlı Taç’ın 600 şubesinden ödemelerin yakın zamanda alındığı, şirketin işten çıkartmalarına nakit sorunlarının da sebep olmadığı ifade ediliyor.

Zorlu’nun danışmanlık şirketleriyle yapılan anlaşmalarla bu şirketlere yeni projeler ve “yeniden yapılandırma” için büyük paralar ödendiği aktarılıyor. Zorlu’nun kriz fırsatçılığıyla yalnızca tekstil alanında 40 kadar beyaz yakalıyı rotasyon teklifi de yapmadan işten çıkarttığı belirtiliyor.

Tulga Buğra Işık/Haber.sol