ABD'nin hedefinde Türkiye var... Yeni yaptırımlar mı geliyor

ABD'nin hedefinde Türkiye var... Yeni yaptırımlar mı geliyor

Reuters haber ajansının, Türkiye’nin Rusya’dan satın aldığı S-400 füze savunma sistemini dün test ettiğini bildirmesinin ardından, ABD yönetiminden tepki geldi...

ABD'nin hedefinde Türkiye var... Yeni yaptırımlar mı geliyor
16px
24px
17.10.2020 15:18
ABONE OLgoogle

Reuters haber ajansının, Türkiye’nin Rusya’dan satın aldığı S-400 füze savunma sistemini dün test ettiğini bildirmesinin ardından, ABD yönetiminden tepki geldi. ABD Dışişleri Bakanlığı, "Doğrulanması durumunda, S-400 sistemlerinin test edilmesini en ağır biçimde kınıyoruz" açıklamasında bulundu. ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) da, S-400 sisteminin aktive edilmemesi gerektiğini vurgulayarak, "Bunu yapmak, güvenlik ilişkileri açısından ciddi sonuçların olması risklerini doğurur" ifadesini kullandı.

Reuters, Sinop’tan çekildiğini belirttiği bir amatör video paylaşarak, gökyüzüne bir füzenin fırlatıldığını ve dar bir duman sütununun görüldüğünü bildirdi. Reuters bunun öncesindeki haberinde de Türkiye’nin bugün S-400 sistemini test edeceğini belirtmiş, Türkiye’nin bu amaçla Karadeniz üzerinde hava sahasına yönelik NOTAM, denizcilere yönelik de NAVTEX yayımladığına dikkat çekmişti.

Bu haberden kısa süre sonra ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Morgan Ortagus yazılı açıklama yaparak, ABD’nin, Rusya’dan S-400 gibi askeri sistemlerin alımının kabul edilemez olduğu mesajını Türk hükümetinin en üst makamlarına ilettiğini kaydetti.

"GÜVENLİK İLİŞKİLERİ İÇİN CİDDİ SONUÇLARI OLUR"

Türkiye’nin sistemi aktive etmesi halinde bunun ABD ile güvenlik ilişkileri açısından ciddi sonuçları olabileceği uyarısında bulunan ve bu konudaki beklentilerini açıkça ortaya koyduklarını hatırlatan Ortagus, "Doğrulanması durumunda, S-400 sistemlerinin test edilmesini en ağır biçimde kınıyoruz. Bu adım, Türkiye’nin bir NATO müttefiki ve ABD’nin stratejik ortağı olarak taşıdığı sorumluluklara ters düşmektedir" ifadesini kullandı.

Reuters'ın haberine göre, isminin açıklanmaması koşuluyla konuşan bir Amerikalı yetkili, Amerika'nın S-400 sistemini test ettiğini doğruladı ancak ayrıntı vermedi.  ABD Kongresi’nden Pompeo’ya Türkiye mektubu: Baskıyı artırın

PENTAGON AÇIKLAMASI

Gün içinde ABD Savunma Bakanlığı'ndan (Pentagon) da bir açıklama geldi. Bakanlık Sözcüsü Jonathan Hoffman yazılı açıklamasında, "Eğer doğruysa, Bakanlık testi kuvvetle kınamaktadır. Şu hususta açık olduk: Operasyonel bir S-400 sistemi Türkiye'nin ABD ve NATO müttefiki olarak taşıdığı yükümlülüklerle uyuşmamaktadır. Türkiye'nin sistemi satın almasına itiraz ediyoruz ve Türkiye'nin bunu operasyonel hale getirmekte olduğu haberlerinden derin kaygı duyuyoruz" ifadelerini kullandı.

VOA Türkçe’de yer alan habere göre sistemin aktive edilmemesi gerektiğini vurgulayan Hoffman, "Bunu yapmak, güvenlik ilişkilerimiz açısından ciddi sonuçların olması risklerini doğurur. Türkiye'nin zaten F-35 programına katılım askıya alınmıştı ve S-400 ikili ilişkilerin başka alanlarında ilerleme sağlanmasına engel oluşturmaya devam ediyor" dedi.

Milli Savunma Bakanlığı’ndan ise konuyla ilgili bilgi verilmedi.

SENATÖR MENENDEZ: "TÜRKİYE'YE DERHAL YAPTIRIMLAR UYGULANMALI"

Senato Dış İlişkiler Komisyonu'nun kıdemli üyelerinden Demokrat Bob Menendez de, "Bugün Türkiye'nin Rus yapımı S-400 hava savunma sistemini test etmesi, Ankara'nın Trump yönetiminden gelen basitçe taleplerden etkilenmediğini açıkça gösteriyor. Erdoğan sadece eylemlere yanıt veriyor, sözlere değil" açıklamasında bulundu.

Trump yönetimini Rusya'dan savunma ekipmanı alan ülkeleri cezalandırmayı öngören Amerika'nın Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Yasası'nı (CAATSA) görmezden gelmekle eleştiren Menendez, "Bu, Putin'e karşı elimizi zayıflattı. Ayrıca Erdoğan'ı da cesaretlendirdi, bugünkü testin yolunu açtı" dedi.

Senatör Menendez, "Başkan Trump'ın yasanın gereklerini yerine getirmemesi ve Recep Tayyip Erdoğan'a olan yakınlığı, bizim, NATO müttefiklerimizin ve Avrupa'daki ortaklarımızın ulusal güvenliği için ciddi bir tehdit oluşturuyor. CAATSA'nın yetkisi net ve yönetim bu yasayı uygulamalı. Türkiye'ye bu sistemi satın alması ve kullanmasından dolayı derhal yaptırım uygulanmalı" ifadelerini kullandı.

Türkiye bu hafta başında, 16-17 Ekim tarihlerinde Karadeniz üzerinde, Sinop yakınlarında füze atışları yapılacağına dair bir NOTAM yayımlamıştı. Havacılara yönelik duyuru anlamına gelen NOTAM’da, bölgedeki uçakların 6 saat süreyle yapılacak füze atışlarından haberdar olması ve uçakların 61 bin metreye kadar olan irtifalardan uzak durmaları istenmişti.

Benzer şekilde denizciler için yayımlanan ve 16-17 Ekim tarihlerini içeren NAVTEX’te, bölgede atış talimlerinin yapılacağı ifade edilmişti.

Türkiye’nin S-400 füze savunma sistemlerini Rusya’dan satın alması ABD’nin tepkisine neden olmuştu. Bu sebeple ABD Kongresi, F-35 savaş uçağı projesinden çıkarılan Türkiye’ye yaptırımlar uygulanmasını istiyor ve Trump yönetimine bunun için baskı yapıyor.

Türkiye, ABD’den Patriot sistemlerini satın alamamasını gerekçe göstererek 2017 yılında Rusya’yla 2,5 milyar dolarlık bir anlaşma yaparak S-400 füze savunma sistemi satın almıştı. S-400’lerin radar testleri daha önce yapılmıştı, ancak haberler doğrulandığı takdirde füze fırlatma testleri ilk kez yapılmış olacak.

KONGRE ÜYELERİNDEN POMPEO’YA TÜRKİYE MEKTUBU 

Temsilciler Meclisi Dışişleri Komisyonu Başkanı Eliot L. Engel ve Avrupa, Avrasya, Enerji ve Çevre Alt Komisyonu Başkanı William R. Keating, Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’ya gönderdikleri bir mektupla Türkiye’nin “bölgesel saldırganlığına” ve “demokrasi dışı tavrına” karşı baskıyı arttırma çağrısı yaptı.

Kongre üyeleri, Türkiye’nin Doğu Akdeniz, Libya, Suriye, Irak ve Dağlık Karabağ’daki “saldırgan tavrını” durdurma, Türkiye’nin Rus S-400 hava savunma sistemi satın almasından doğan yasal yaptırım gerekliliğini uygulama ve Türk halkının demokratik haklarını koruma çağrısı yaptı.

Mektupta Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “demokrasi dışı tavrının” ABD-Türkiye ikili ilişkilerini gözardı ettiği ve NATO güvenliğini tehlikeye attığı belirtildi, “Erdoğan’ın insan hakları ve yasaların üstünlüğüne olan saldırıları Türkiye’nin demokratik temellerini çürütmektedir” denildi.

Mektupta “Türkiye İttifak’ın (NATO) kıymetli ve yararlı bir üyesi olarak kalmaya devam edecekse ABD yönetimi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın demokrasiye ve bölgeye yönelik saldırıları karşısında sessiz kalmaya derhal son vermelidir” sözlerine yer verildi. Reuters: Karadeniz bölgesinde füze fırlatıldı

Kongre üyeleri mektubu yazma gerekçesi olarak, Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin son yıllardaki tutumunu ve ABD yönetiminin bu tutum karşısında Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hesap sormakta başarısız olmasından duydukları kaygıyı gösterdi. Mektupta, Türkiye’nin önemli bir NATO üyesi olmasının onu diğer ülkelerin özellikle de ABD’nin eleştirilerinden mahrum bırakmaması gerektiği kaydedildi.

Erdoğan’ın Türkiye’nin hukuk sistemini siyasileştirdiği, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü haklarını kullanan Türk vatandaşlarını sert şekilde cezalandırdığı ve ABD konsolosluğu ve büyükelçiliği çalışanlarını hedef aldığı belirtilen mektupta buna örnek olarak Metin Topuz’un yaklaşık dokuz yıl hapis cezasına çarptırılması gösterildi ve Topuz hakkında suçunu kanıtlayacak inandırıcı delil olmadığı belirtildi. Mektupta ayrıca “Erdoğan’ın saldırganlığının başkent sokaklarına kadar ulaştığını ve korumalarının ulusumuzun başkentinin sokaklarında barışçı göstericilere vahşice saldırdığını hatırlarsınız” denildi.

Yönetimin bu ve bu gibi “provokasyonlara” yanıtının 2016 yılından bu yana otokrat davranışlara destek olduğu belirtildi.

Erdoğan’ın Doğu Akdeniz’de ABD’nin müttefikleriyle, özellikle de Yunanistan, Kıbrıs ve İsrail’le “çatışma yaratmaya devam ettiği” belirtilen mektupta bunun son örneği olarak BM kararlarının ihlal edilmesi suretiyle Maraş kıyısının açılması gösterildi. Bunun Kıbrıs adasında barış görüşmelerine ve iki halk arasındaki ilişkilere gölge düşüreceği belirtildi.

Kongre üyeleri mektupta Erdoğan’ın ve Türk hükümetinin terör örgütü ilan edilen Hamas’a destek olduğunu kaydetti, hükümetin onlarca Hamas üyesine Türk vatandaşlığı ve pasaportu verdiğine yönelik haberler olduğunu öne sürdü. Türkiye’nin Ortadoğu’da etnik azınlıkları hedef alarak bölgede istikrarı tehdit ettiği belirtilen mektupta özellikle Suriye’deki topluluklarla Irak’ın kuzeyindeki etnik Yezidi ve Kürt toplulukların hedef alındığı, saldırıların Irak hükümet yetkililerinin hayatına mal olduğu belirtildi. Mektupta Cumhurbaşkanı Erdoğan hükümetinin eylemlerinin Birleşmiş Milletler’in Libya için kabul ettiği silah ambargosuyla da ters düştüğü ve Dağlık Karabağ çatışmalarını tetiklediği belirtildi.

Türkiye’nin Rusya’dan S-400 hava savunma sistemi satın almasının ABD ve NATO’nun güvenlik çıkarlarını “ciddi biçimde tehdit ettiği” belirtilen mektupta bu durumun Türkiye’nin F-35 ortaklığından çıkartılmasıyla sonuçlandığı hatırlatıldı. Kongre’nin yönetimin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı yön değiştirmesi ve S-400 yerine PATRIOT füze sistemi satın alması için ikna etme çabalarına destek verdiği belirtilen mektupta “Ancak Erdoğan bunu yapmayı reddettiği için Kongre, basın açıklamalarıyla ve Türkiye’nin S-400 satın almasını CAATSA kapsamına giren önemli bir işlem olarak tanımlayan 4695 sayılı partilerüstü tasarıyı ve Ulusal Savunma Yetki Yasası’nın benzer maddesini Temsilciler Meclisi’nde neredeyse oy birliğiyle geçirerek Türkiye’ye tepki gösterdi” denildi. Ancak aylar süren gecikme ve iki partiden Kongre üyelerinin çabasına rağmen yönetimin yasaları uygulamakta çok geç kaldığı belirtildi.

ABD ve Türkiye arasında bir kez daha karşılıklı güvenlik çıkarlarına, NATO’ya bağlılığa ve demokratik değerlerin paylaşılmasına dayalı bir ilişkinin yeniden sağlanması dileğinin dile getirildiği mektupta, ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “saldırgan ve demokrasiye aykırı” tavrının yalnızca bu sonucu geciktireceği belirtildi. Yönetimden yasal gereklilikle gelen yaptırımları uygulayarak Ankara’ya baskıyı arttırması istenen mektupta “Türk halkının demokratik hak ve özgürlükleriyle Erdoğan rejimi altında her gün baskı gören ABD hükümeti çalışanlarına destek verilmeli” denildi.

Mektupta, Başkan Trump’ın dört yıllık iktidarı ve Pompeo’nun Dışişleri Bakanlığı’ndaki iki yıldan uzun süren liderliğinin ardından gelecek yönetimin Türkiye’yi “daha NATO eksenli ve demokratik bir yola sokmak için daha fazla uğraşması gerektiğinden” endişe duyulduğu kaydedildi.

POMPEO'DAN TÜRKİYE'YE DAĞLIK KARABAĞ ELEŞTİRİSİ

Ermenistan ile Azerbaycan arasında Dağlık Karabağ’da geçici ateşkesin ihlali yeni çatışmalarla devam ederken, ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo Türkiye’nin yaklaşımının bölgedeki durumu daha da kötüleştirdiğini söyledi.

Uluslararası alanda Azerbaycan toprakları olarak tanınan ancak Ermeniler’in kontrolundaki Dağlık Karabağ’da Eylül ayında yeniden alevlenen çatışmalar 1990’lardan bu yana bölgedeki en şiddetli krize dönüştü. İnsani krizin eşiğine gelinen uzlaşmazlıkta Türkiye’nin Azerbaycan’a desteğini sürdürmesi Amerika da dahil batılı ülkelerin eleştirilerine neden oluyor.

Bölgedeki durumun şu an “barut fıçısı” niteliğinde olduğunu söyleyen ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Türkiye’nin tutumunun ortamı daha da kızıştırdığı görüşünü savundu.

Türkiye’nin Azerbaycan’a askeri desteği sürerken, Rus haber ajansı RIA’ya göre Rusya da Hazar Denizi’nde askeri tatbikata başladı. Dağlık Karabağ’daki savaşa Türkiye ve Rusya’nın da dahil olabileceği endişeleri dile getiriliyor.

Azerbaycan ve Ermenistan yetkilileriyse Rusya’nın arabuluculuğunda devreye sokulan geçici insani ateşkesin ihlalinde birbirlerini suçlamaya devam ediyor.

Ermenistan Savunma Bakanı Artsrun Hovhannisyan konuyla ilgili son açıklamasında Azerbaycan’ın “İnsani yardım anlaşmasını tamamen hiçe sayarak” Dağlık Karabağ’ın kuzeyini bombaladığını ileri sürdü. Hovhannisyan, Azeri güçlerin daha sonra Ermeni güçleri tarafından geri püskürtüldüğünü iddia ederek “Düşmanın piyadeleri ordumuzun darbesinden kaçtı” şeklinde konuştu.

Azerbaycan Savunma Bakanlığı’ndan yapılan açıklamadaysa Hovhannisyan’ın iddiaları reddedildi, Azerbaycan güçlerinin bölgede avantajı yeniden ellerine aldığı ileri sürüldü.

Dağlık Karabağ yerel yönetimi yetkililerinden alınan son verilere göre 29 asker daha öldü ve 27 Eylül’de başlayan çatışmalardan bu yana ölen Ermeni asker sayısı 633’e yükseldi.

Azerbaycan yetkilileri askeri can kayıplarıyla ilgili henüz bir açıklama yapmadı ancak Azeri başsavcılığının aktardığına göre siviller arasında 222 yaralı, 47 de can kaybı var.

Ermeni ve Azeri güçler arasında devam eden çatışmalar Azerbaycan’dan Avrupa’ya açılan doğal gaz ve petrol boru hatlarının bulunduğu alana yakın bir bölgede yaşandığından bölgesel ve küresel çapta olumsuz etkisinin büyük olabileceği kaygısı da yaratıyor.

Türkiye’nin Azerbaycan’a kaynak desteğiyle ilgili endişelerini dile getiren ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo WSB Atlanta’ya verdiği röportajda, uzlaşmazlığın “zaten bir barut fıçısı gibi olan duruma üçüncü aktörlerin müdahale ederek fitillemesi yerine diplomatik yollarla” çözülebileceğini söyledi.

NATO müttefiklerinin eleştirilerine tepki gösteren Türkiye, Ermenistan’ı Azerbaycan topraklarını işgal etmekle suçlamaya devam ederken Ermenistan yetkilileriyse Dağlık Karabağ’ın Azerbaycan tarafından işgal edilmeye çalışıldığını söylüyor.

Odatv

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde