Babacan: Müzakere sürecine hazırız

Babacan: Müzakere sürecine hazırız

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, 3 Ekim 2005 tarihinde, hükümetlerarası konferansın açılışının yapılacağını bildirerek, "Bu konferansın açılış törenine, AB dışişleri bakanları, Dışişleri Bakanımız ve bizler katılacağız." dedi

Babacan: Müzakere sürecine hazırız
16px
24px
02.07.2005 16:15
ABONE OLgoogle

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, 3 Ekim 2005 tarihinde, hükümetlerarası konferansın açılışının yapılacağını bildirerek, ’’Bu konferansın açılış törenine, AB dışişleri bakanları, Dışişleri Bakanımız ve bizler katılacağız. Müzakere sürecine hazırız’’ dedi.

Ali Babacan, AK Parti’nin aylık yayın organı ’’Türkiye Bülteni’’nin temmuz sayısında yayınlanacak röportajında, Türkiye’yi 3 Ekim’e taşıyacak olan Türkiye için tarihi bir süreçte başmüzakereci sorumluluğunu yüklenmiş olmanın mutluluk vesilesi olduğunu belirtti.

Başmüzakerecilik görevinin kendisi için ’’ağır ve yoğun tempo’’ tanımlamasına katılmadığını bildiren Babacan, şunları söyledi:

’’Bunun iki ana nedeni var: Birincisi, müzakere sürecini zaten ekonomiden ayrı düşünemezsiniz. Müzakerelerin büyük bir kısmı ekonomik konular üzerinde olacak. Yani ekonomide üstlendiğim görev ile başmüzakerecilik görevi aslında birbirinden çok ayrı görevler değil. Birbiriyle örtüşen, birbiriyle paralel görevler.

İkinci olarak da, 17 Aralık tarihinde Türkiye’nin müzakerelere başlamasına ilişkin karar ile ekonomimiz de farklı bir boyut kazanmış oldu. Daha önce Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu ile yaptığımız düzenlemeler çerçevesinde ilerleyen yapısal reformlarımız, bundan sonra AB ile yapacağımız müzakereler çerçevesinde devam edecek.

İki buçuk yıldır vaktimizin çoğunu yapısal reformlar ve bunların kuruluşlar arasındaki eşgüdümü alıyordu. Şimdi yine vaktimizin önemli bir kısmını yapısal reformlara ayıracağız ancak bu sefer muhatabımız daha çok AB olacak. Kısacası AB müzakereleri ile ekonomi yönetimi farklı şeyler değil.’’

3 Ekim’e giden süreçte üye ülkelerin AB Komisyonu tarafından Türkiye için hazırlanan ’’müzakere çerçeve belgesi’’ni kabul edeceklerini belirten Babacan, ’’söz konusu belge, müzakere sürecinin temelini teşkil edecek’’ dedi.

17 Aralık 2004 Brüksel Zirve Sonuçlarında müzakerelere başlanmadan önce Türkiye’nin başta Türk Ceza Kanunu olmak üzere siyasi reformlar alanındaki altı yasal düzenlemeyi yürürlüğe koyması ve Ankara Anlaşması’nı yeni üyelere teşmil eden ’’Ek Protokol’’ü imzalamasının istendiğini hatırlatan Babacan, bu altı yasanın, 1 Haziran 2005 tarihi itibariyle yürürlüğe girdiğine de işaret etti.

Babacan, şöyle devam etti:

’’Öte yandan, Komisyonla müzakerelerimiz sonucunda ortaya çıkarılan ’Ek Protokol’ü imzalamaya hazır olduğumuzu 28 Mart 2005 tarihinde AB tarafına bildirmiş ve AB’nin iç işlemlerini tamamlamasını beklemeye başlamıştık. Son olarak AB Dışişleri Bakanları 13 Haziran 2005 tarihinde yapılan Genel İşler ve Dış İlişkiler Konseyi toplantısında Protokol’ü onayladılar. Yakın bir zamanda prosedürlerin tamamlanmasını bekliyoruz.’’

-MÜZAKERE HEYETİ KADROSU...-

AB Müzakere heyetine ilişkin çalışmalarının devam ettiğini belirten Babacan, ’’Müzakere heyetinin nasıl olacağı, yapılanmanın nasıl olacağı, kimlerle çalışacağımız üzerinde büyük bir hassasiyetle çalışıyoruz’’ dedi.

Babacan, şunları söyledi:

’’Burada önemli olan şu: AB üyeliği, Türkiye’nin milli bir meselesi. Her birey, her kurum bir şekilde bu sürecin içinde olacak, olmak zorunda. Kimin bu konuda bilgisi varsa, tecrübesi varsa, birikimi varsa, ondan bir şekilde faydalanacağız. Ortak paydamız Avrupa Birliği olduktan sonra hiç kimsenin dışarıda kalma şansı yok. Başta Sayın Başbakanımız ile Başbakan Yardımcımız ve Dışişleri Bakanımız olmak üzere kabinenin tüm üyeleri zaten bu sürecin fiili uygulayıcısı olacaklar. Bunun yanında parlamentomuz, parlamento dışı siyasi partilerimiz, sivil toplum örgütlerimiz, devletimizin tüm
kurumları, kuruluşları doğal olarak sürecin içinde olacaklar. Dediğim gibi, bu milli bir mesele, hiç kimse bu sürecin dışında kalmayacak.’’

İMTİYAZLI ORTAKLIK İDDİALARI...

AB sürecinde, imtiyazlı ortaklık konularının da gündeme getirildiğinin belirtilmesi üzerine Babacan, Türkiye’nin amacının tam üyelik olduğunu belirtti.

Babacan, şöyle dedi:

’’AB ile Ortaklık Anlaşması imzaladığımız 1963 yılından beri hedefimiz AB’ye tam üyeliktir.

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde